Koruyucu ailelik yolundaki idolüm Ayfer Doğan. Kimsenin yanında heyecanlanmayan ben, Ayfer abla ile (bir süre önce benim için Ayfer abla oldu) ilk tanıştığımda elimin titremesinden fotoğraf çekememiştim. O zamanlar henüz koruyucu aile değildim. Ayfer abla, aslında farkında olmasa bile her zaman yolumu aydınlattı, yol gösterdi.

“Zor mu?” diye sormuştum ilk tanışmamızda “Kimine zor gelen şeyler kimine göre çok basit, senin bakış açına göre şekillenecektir” dedi. Ve öyle de oldu. Sevgi tarafından bakınca her şeyin kolaylaştığını gördüm… 

Ayfer Doğan Kimdir?

Sabancı Vakfı’nın toplumsal gelişmeye katkıda bulunan “sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini” anlattığı “Fark Yaratanlar” programı altıncı sezonun un on üçüncü Fark Yaratan’ı Denizli Koruyucu Aile Derneği Başkanı Ayfer Doğan oldu.

Denizli Koruyucu Aile Derneği Başkanı Ayfer Doğan 18 yıldır koruyucu sisteminin içinde yer alıyor. İki biyolojik oğlunun yanı sıra dört kız çocuğunun koruyucu aileliğini yapıyor. 2009 yılında Denizli Koruyucu Aile Derneği’nin kurucu başkanı olan Ayfer Doğan, koruyucu aile modelinin yaygınlaştırılması adına çalışmalar yapıyor. Koruyucu Aile Derneği ile bu çalışmalarını ulusal ve uluslararası alana taşıyor.

Gelişmiş ülkelerde devlet korumasında bulunan çocukların %85’inin bakımı koruyucu aileler tarafından sağlanırken ülkemizde bu oran %30 civarında. Bugün Türkiye’de koruyucu aile sistemi çok bilinmese de bu sistemin yaygınlaşması için çalışan kişiler var. Ayfer Doğan öncülüğündeki Denizli Koruyucu Aile Derneği bünyesinde,  koruyucu aileliğin hem yaygınlaşması hem de niteliğinin artmasına yönelik projeler hayata geçirildi.

Sistemin sorunlarının ve çözüm önerilerinin tartışıldığı ve uluslarası katılımcılarının olduğu “Sevginizi Ertelemeyin “ koruyucu aile çalıştayı ile başlayan çalışmalar,  “Bir Küçük, Bir Gülücük” ve ”Korkmuyorum Karanlıktan Eskisi Gibi” isimli projelerin gerçekleştirilmesiyle 10 binlerce kişiye ulaşılıdı.

2015 yılında uluslararası ortakları olan “Sevgi Dolu Bir Ailede Büyümek Her Çocuğun Hakkı” isimli AB projesiyle Koruyucu ailelerde bakımı sağlanan çocukların duygularını anlatabilmesini sağlayan backpack eğitim metodunuN alan çalışanlarına aktarılması ve koruyucu aile yasa taslağının hazırlanması ile koruyucu aile sisteminin ülkedeki uygulamalarının niteliğini artırmaya dönük çalışmalara katkı sağladı.

Halen koordinatörü olduğu Çek Cumhuriyeti, Litvanya ve Belçika ile yürütülen koruyucu ailelerin koruyucu aileliklerinde yaşadıkları olumlu ve olumsuz süreçlerin değerlendirildiği  “ Her Çocuk Özeldir” Projesi ile çalışmalarına devam etmektedir.

Ülke genelinde düzenlediği seminer ve konferanslarla koruyucu ailelik hakkında toplumsal bir farkındalık oluşturulmasını sağlarken, dernek çatısı altında toplanan koruyucu aileler ve koruyucu ailelerde bakımı sağlanan çocukların kendilerini geliştirmeleri için eğitimler, seminerler ve atölye çalışmalarının düzenlenmesini sağladı. Onlarca aileyi koruyucu aile sistemine katılmaları için bilgilendirdi. Sistemin iyileştirilmesine yönelik projeler hayata geçirdi.

Hem koruyucu ailelerin hem de koruyucu aile yanında kalan çocukların hayatında kocaman bir fark yarattı.

Şimdi de Ayfer Abla anlatsın;

Ben Ayfer Doğan, Çocuklarla yaşamın sihirli bir süreç olduğunu düşünüyorum.

18 yıl önce başladı koruyucu aile öyküm. 2 biyolojik çocuğumdan sonra hayatıma giren 4 çocukla yaşamım artık rengârenk bir gökkuşağı gibi.

Koruyucu aile olarak çocuklarımın yaşam yolculuklarına eşlik ederken,  bu yolculuk boyunca aramızda aktarılan koşulsuz sevgi çocuklarımdan çok,  bana yaşamı öğretti aslında…

Sabrı,  güveni,  özveriyi ve sevgiyi…

İzlenen bir TV programıyla hayatınız değişiveriyor bir gün… Aradan tam bir ay sonra 8 yaşında bir çocukla buluşuyorsunuz ve öğrenmeleriniz başlıyor. Kendinize ve hayata dair öğrenmeler bunlar…

Aslında ihtiyacı olan bir çocuğa destek olmak için çıktığınız bu yolda bir bakmışınız ki çocuk sizin hayatınızın taaa derinliklerinde kalmış olan yaşamın özünü ortaya çıkarıyor. Artık amacınızı belirleyip yola koyuluyorsunuz.

Ailemize yeni dâhil olan her çocuğun o görünmeyen ruhsal yaraları işimizi zorlaştırsa da… Zaman zaman bu yolculuk yorucu olsa da… İlerleyen süreçte onarılan hayatlar sizin en büyük mutluluğunuz oluyor.

İşte koruyucu aile olmak tam da böyle bir şey.

İlk koruyucu ailesi olduğumuz kızımızın ve oğullarımızın üniversiteye gidişinden sonra evimizi yeni çocuklarımızın varlığıyla 8 yıl önce yeniden şenlendirdik. 3 ve 5 yaşında ailemize dâhil olan kızlarımız bize,  yeniden anne ve baba olmanın mutluluğunu yaşattı.

İnanın eve yeni gelen her çocukla birlikte aile daha keyifli ve daha güzel oluyor. 4 sene önce 14 yaşında ailemize dâhil olan kızımızla birlikte ailemiz artık 6 çocuklu mutlu ve kalabalık bir aile…

Koruyucu ailesi olduğumuz ilk kızımız, üniversiteyi tamamlayarak, ASP il müdürlüğü koruyucu aile birim sorumlusu olarak göreve başlayıp, sevgi ve güvene ihtiyacı olan 161 çocuğun koruyucu ailesiyle buluşmasını sağlayarak, bize çok özel ve haklı bir gururu yaşattı.

İkinci kez koruyucu ailesi olduğumuz kızlarımızdan küçüğü henüz 4 yaşındayken okuma yazmayı kendi öğrendi. Çocuklarımıza şans verildiği zaman, güvenli ve sevgi dolu bir ortamda neler başarabileceklerinin kanıtı olan bu gelişmelerle yaşama dair umudum bir kez daha artıyor.

Bu nedenle yıllardır,  anne babalarından ayrı büyüyen çocukların sevgi ve güven ihtiyacını ve koruyucu aile olmanın ne kadar önemli ve değerli bir şey olduğunu anlatmaya her ortamda devam ediyorum. Türkiye’nin her yerinden koruyucu aile olma öykümün ilham verdiği hayatlarla anlıyorum ki güzel kızım Meralimin dokunuşuyla başlayan yaşamımdaki güzellikler çığ gibi büyüyor.

Bir aile ortamında sevgiyle büyüyen çocuklar oldukça,  Dünya daha güzel olacak eminim,

Kızlarım ve oğullarım ailemizin bir parçası olmaya devam ederken, büyüdüğüm ailemin çocuk sayısını tamamlamış,  6 çocuklu bir anne olarak diyorum ki:

“Siz de koruyucu aile olabilirsiniz ve sevebilirsiniz…”

Yaşamımda iz bırakan anılardan birini paylaşmak isterim sizlerle;

Küçük kızlarımızın aileye gelişinden 3 ay sonra…

M… 3,5 yaşında onlar korkmasınlar ve bize kolayca gelebilsinler diye, odalarımız karşılıklı ve kapılarımız hep açık…

Gece yarısı M… Yanı başıma geliyor ve bana hayatım boyunca unutmayacağım bir çift söz söylüyor.

M…- Anne söyle o amcalara öldüğüm zaman beni,  senin yanına gömsünler.

Bu kadar küçük bir çocuğun ağzından dökülen bu koca lafların karşısında şoke oluyorum ve ağlamaya başlıyorum ne yapacağımı bilmeden…Çok net ve kesin emir cümleleri gibi algıladığım bu sözler öyle içime işliyor ki, her anlatışımda hala ağlıyorum.

Küçücük bir yüreğin bu koca dünyada yaşadığı güvensizlik ve yalnızlık duygusunun acısını ta yüreğimde hissediyor,  O’ na sımsıkı sarılıp, defalarca öperek uzak hayaller anlatmaya başlıyorum.

Siz de Koruyucu Aile olabilirsiniz

Siz de Sevebilirsiniz

Ayfer Doğan