Bazı kadınlar annedir… Yani doğurmasa bile annedir. Kedilerin, köpeklerin, karıncaların, komşunun- kuzenin bebeğinin ne bileyim bir şekilde annedir işte. İçinden gelir, engel olamaz. Sonsuz ve sorgulamadan sever… Verin bana 10 çocuk, 5 kedi, 4 köpek, hepsine bakmak için yırtınırım. Aslında belki de hiç iyi bir şey değil..

Niye yırtınıyorsun güzel kızım, sen de bir yavrusun aslında, sana da yazık değil mi?

Hayır değil…

Sadece kendimize ve ailemize faydalı olmak için var olmadığımıza inanırım her zaman. KENDİME ACIMAM. Bazen acınası hallerde olsam da belli etmem.. Acılar içinde olduğumu düşünürsem, buna inanırsam durumu kabullenmiş olurum. NEDEN KABULLENEYİM Kİ? Olmazsa, en sonuna kadar dener sonra da yardım isterim…

Bizlerin genlerine işlemiş bir acıma, acınma, acındırma durumu var… “Yaşlı annene de mi acımıyorsun?” yada “çok acıyorum kadına 3 çocuğa bakıyor” veya “sokaktaki kedilere çok acıyorum yazık yaaa”… Acıma kardeşim, BİR ŞEY YAP… O yaşlı anneye sen git, gör – üç cocuklu kadına bir gün çocuklarına 3 saat bakmayı teklif et – kedilere mama al ver… BU KADAR…

Kimseye acıma, halden anla ve yardımcı ol. Kendine acıma, halini anla ve yardım iste…

Ne demiş atalarımız:

Acı acıyı keser, su sancıyı

Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur

Öptüm 🙂