Çocukken ve 15 sene öncesine kadar evimde kediler, köpekler olacağı her zaman belliydi ama evlenip de bol çocuklu olacağım bir bilinmez hatta “yok canım hadi ordan” dı. Çocukları hep çok sevdim. Onlarla oynamayı, onlara oyunlar uydurmayı, onlarla kudurmayı, masal anlatmayı… Ama hani bazı insanlar vardır, hayallerini evlenip anne olmak süsler. İşte o kadın ben değildim. Başkalarının çocukları yeterince sevimliydi zaten. Hala öyle! Sarılıp kalbime sokasım gelir.

İşte o zamanlarda dışarıda olmayı, özgürlüğü çok sevsem de her zaman içinde yemek pişen evleri çok çok sıcak bulmuşumdur. Kek kokan evlerde bıraksalar beni huzur içinde uyurum 🙂 O zamanlar bir arkadaşım vardı buzdolabı hep doluydu, tencere tencere yemekler, bir gün önceden kalanlar, küçüklü büyüklü saklama kapları, anne evi gibi. Onun evi de sıcacıktı benim için. Aslında benim de evli olduğum ama çocuğumun olmadığı zamanlardı. Akşamları çalıştığım için evde yemek yapmaya, yemeye pek vaktimiz olmuyordu, izinli olduğumuzda da evde yiyecek halimiz yoktu ya… Neyse işte o zamanlarda evlendik hemen çocuğumuz olsun derdinde değildik. Hem de hiç değildik. Sonradan, birden açıldık biz.

Açılma ki sorma gitsin! Anne olacaksam evime başka çocuklar da severek, isteyerek gelmeli, bizde kalmalı, rahat etmeli bol bol gülmeli, bir daha gelmeyi istemeliydiler. Tabii oturup da bunu hayal etmiyordum deli gibi ama içimde hissettiğim duygu buydu. Havva yengem gibi. Mesela çocukken onlarda kaldığımda deli gibi eğlenirdik, kuzenler ile bir sürü komik anı birikirdi. Gecenin bir yarısı acıkırdık, yengem üşenmez bize istediğimiz yemeği yapardı. Gece gece o yemeği yemek paha biçilmezdi. En önemlisi de hiç suratını asmazdı. Belki yoruldu ama benim çocukluk anımda dayımın evi de sıcacıktı, eğlenceliydi. Teyzemlerin, yengemlerin de aynı şekilde… Biz kuzenler bolca birbirimizde kalırdık. Onların dedeleri benim dedem olurdu. İple çekerdim Reşitpaşa’ya gideceğim tatil günlerini. Vedat dedenin her gün ısmarladığı dondurmaları. O zamanlar anneler hep güler yüzlü ve yorulmaz biyonik kadınlardı galiba, sıkmazlardı çocukları. Şimdilerde gördüğüm anneler çoğunlukla yorgun ve fazlasıyla çocuklarının hayatının her anındalar…

Ben şuan tam olarak eski anneler gibi olamasam da içimdeki gizli anne buydu sanırım. Gizlediğim anneyi son yedi yılda dışarı çıkardım. Kekler, yemekler, çeşit çeşit çorbalar yaptım. Dolabı evde olduğumda yemeklerle doldurdum. Çocuklar yedikçe, istedikçe mutlu oldukça, benim içimdeki Adile teyze şen kahkahalar atmaya başladı. Mini mini kuzenler ve arkadaşlar da gelmeye bizde kalmaya başladıysa oldu bu iş.

Büyüdüklerinde akıllarında mis gibi kokan bir ev ve mutlu bir yüz olarak kalabilirsem tüm yorgunluğuma değer. Ne acayip bir motivasyonum var. Eğlenceli ve huzurlu geçen çocukluğum için teşekkürler güzel ailem…

mutfakkkkkkk

Şimdi mutfağı toplamalıyım!