2016 benim için çok büyük adımların atıldığı, çok duygusal, çok karmaşık bazen aslında apaçık, en önemlisi de huzur dolu bir yıl oldu…

2016’nın başında “evet hadi gidelim başvuralım artık” diyerek attığımız adım ile yılın ikinci yarısı kızımıza kavuştuk. Kızımız, kocaman kızımız, başkasından olma ve başkasından doğma kızımız. Nasıl da şu an, aslında bizim kızımız? Kan bağı nedir ki, can bağının yanında?

Kalbimin en derin köşesinden, taaaaa içinden seviyorum kızımı. Sizin de kızlarınızı sevdiğiniz gibi, annenizin sizi sevdiği gibi. Kızımdan önce benden doğma oğullarımı sevdiğim gibi. Aynı endişeler, aynı korkular, aynı umutlar, aynı sevgi… Tarifsiz, farksız…

img_0514

 

Bir çocuk, bir başka çocuk 2016 yılında bana “anne” demeye başladı, hatta “iyi ki varsın anne”, “seni çok seviyorum anne”. Dokuz yaşında bir çocuk bana anne diyebiliyorsa ben ona nasıl “canım yavrum” demem? Ben hep sıcacık evimde, düzenim değişmeden yavrumu beklemiştim. Oysaki güzel kızım nerelerde neler yaşıyordu o sırada. Ve o çocuk bana sarılıp, öpüp, “canım annem” diyebiliyordu. 2016’dan başka ne isteyebilirdik ki…

Evimizdeki iki yavru, üç yavru olmayı hiç yadırgamadı, sorun çıkarmadı bu geçtiğimiz yıl…

2016’da veli oldum, hem de iki kere,  bir ilkokul, bir de ortaokul… Veli olmayı, ödevler ve sistem nedeniyle pek sevmedim.

2016’da evimize bir kedi daha eklendi ve bu arada bir martı ile bir güvercini iyileştirip saldık. Bir süre evimizde küvette, kedilerden uzak koruma alanında yaşadılar. Evdeki kapıları kontrollü ve belli bir kurala uyarak kapalı tutup açabildiğimiz bir kaç ay. Ama herkes uyabildi buna, kuşlar iyileşti. Kuşlar uçtu…

Vejetaryen oldum. Başardım. Bu harika bir duygu. Ben bir sürü hayvanı iyileştirmeye, yaşatmaya çalışırken nasıl olurdu da diğer görmediklerimin etini yerdim? Zaten uzun süredir oldukça azaltmıştım ve bir gün dedim ki “Nihal, artık tamamen yeme”. Ve üç haftadır yemiyorum. Çok mutluyum, huzurluyum, hayvanların yüzüne daha da sevgiyle ve mahcup olmadan bakabiliyorum…

Veeeee geride bırakılan, yaşanan günlerin en üzücü olanı bile bir değer katmıştır hayatıma. Geçen yıl, seçtiğim yollar nedeniyle çok kıymetli arkadaşlar edindim. Elimi uzattım, ihtiyacı olan her canlıya. Yapabildiğim kadar, olabildiğim kadar, yetebildiğim kadar…

Şimdi 2017, yepyeni taptaze bir yıl için, bu akşam, kendimde sevmediğim davranışlardan uzaklaşmak için kendimi dinliyorum. Eleştiriyorum, sorguluyorum, kendime sarılıyorum sıkı sıkı. İçime sinmeyenleri düşünüyorum. Kime nasıl, ne kadar fayda sağlayabileceğimi planlıyorum. Daha çok yavrunun aile yanına yerleşmesi için neler yapabilirim düşünüyorum. Bu konuda,  bana da el uzatanlar var, o elleri sıkı sıkı tutuyorum, peşlerinden gidiyorum. Bu yıl benden görüp, dinleyip, duyup, 50 kişi 50 çocuğun ailesi olsa… Bu yıl hedef bu olsa. Hayalini kuruyorum. Gözümde, gönlümde, hayalimde 50 çocuk kahkahalar atıyor, izliyorum. Hayatımı sadeleştirmeyi planlıyorum, evdeki gereksiz gördüğüm fazla olan her şeyi ihtiyacı olan kişilere verip, az – yeterli kıyafet, ayakkabı ve eşya olsun istiyorum. Beynimi sadeleştiriyorum, gereksiz kuruntuları atıp güzelliklere yer açıyorum. 2016 çok değerliydi benim için ve onu minnetle kapatıyorum.

Tüm bu yapacaklarım için sağlık diliyorum, gerisini ben yaparım biliyorum…

Sevgiyle,